7 Ocak 2010 Perşembe

Başbakan’ın bir Soykırım Uzmanı olarak Portresi

.
Açılımlar yılı gibi başlayıp, kapanımlar yılı olarak tamamlanacak gibi görünen 2009, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önemli bir niteliğini öğrendiğimiz yıl oldu: Soykırım uzmanlığı.

En son 7 Aralık’ta, Johns Hopkins Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Erdoğan, “belgeleri bizzat okuduğunu” belirterek, “Osmanlı'nın Ermenilere soykırım uyguladığına kesinlikle inanmadığını” vurguladı ve “Benim ecdadım soykırım yapmamıştır, yapmaz.” diye ekledi. [1] Gerçi Tamer Akçam, Atatürk’ün düzinelerce konuşmasında 1915 kırımını “fazahat” (alçaklık), “vahşet” ve “katliam” olarak adlandırdığını, 1919’da General James Harbord’a 800,000 Ermeni’nin öldürüldüğünü söylediğini, ABD Radyo Gazetesi'ne “Ermenilere karşı yeni bir Türk vahşetinin olmayacağının garantisini veririz” demecini verdiğini, 1928’deki bir Genelkurmay raporunda da “800,000 Ermeni ve 200,000 Rum katl ve tehcir yüzünden veya amele tabularında ölmüştür” denildiğini kaynaklarıyla yazmıştı [2] ama, belli ki Başbakan’ın okudukları başka belgelerdi. “Ermeni kapanımı” böylece vücut bulmuş oldu. Bunu 11 Aralık’ta DTP davasının sonuçlanmasıyla “Kürt kapanımı” izleyecekti.

Başbakan, Müslümanların soykırım yapmayacağına dair inancını daha bir ay önce dile getirmişti: Darfur’da Sudan askerleri ve hükümete bağlı Cancavit milislerinin 300,000 kişinin öldürülmesi ve çocukların ırzına geçilmesi sebebiyle Uluslararası Ceza Mahkemesinin hakkında tutuklama kararı verdiği, ülkemizin itibarlı konuklarından Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir hakkında, Başbakan daha bir ay önce “Ben Netanyahu ile o kadar rahat konuşamam, ama Beşir ile rahatlıkla konuşurum. […] Niye? Bir Müslüman böyle bir şey yapamaz ki. Bir Müslüman soykırım yapamaz.” demişti. [3]

The Guardian’da Seth Freedman, “Erdoğan’ın Müslümanlara körü körüne güveni” başlıklı yazısında, Erdoğan’ın El-Beşir’i desteklemekte yalnız kaldığı, yakın tarihin en büyük katliamlardan birinin üzerini örtmenin suça ortaklık etmek olacağını belirtiyor, zalimin de mazlumun da kimliği soran Erdoğan hakkında “Hepsinden daha vahimi, Başbakan’ın sözlerinde görülen o ırkçı ton.” [4] diyordu. Benzer eleştirileri Ahmet Altan [5] ve Yıldıray Oğur [6] da Taraf’ta dile getirmişlerdi.

Aslında Başbakan, açıklamasıyla bir taşla iki kuş vurabilme yeteneğini de sergilemiş, hem Sudan’da soykırım olmadığını, hem de Gazze’de soykırım yaşandığını tek nefeste açıklamıştı. Gazze harekatı sonrası Şubat ayındaki benzer iddialar sebebiyle, Türkiye-İsrail ilişkileri gerilmişti. [7-8]

Sayın Başbakanın soykırım uzmanlığı bunlarla sınırlı değildi. 9 Temmuz’da da, Çin'in Sincan Özerk Bölgesi için “soydaş” kavramının öneminin altını çizerek “Bu vahşet ifadesini Türkiye'de zaten kullandım: Onun da zaten arkasındayım. Çünkü yüzlerce insanın öldürüldüğü ve bini aşkın insanın yaralı olduğu bir olayı adeta bir soykırım. Herhalde başka bir kelime ifade etmez. Bunu hem bir soydaş olarak hem aynı değerleri paylaşan insanlar olarak söylemek durumundayız.” demişti. [9-10]

Erdoğan, yine bir taşla iki kuş vurmuş; sadece Çin’in soykırımcı olduğunu açıklamamış; aynı zamanda “Ne mutlu Türküm diyene” söylemindeki “Türk”ün aslında bir üst kimliğe işaret ettiği propagandasını da yalanlanmıştı. Başbakan 10 Kasım 2008’de Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün “Bugün eğer Ege’de Rumlar ve Türkiye’nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba aynı milli devlet olabilir miydi? Bu mübadelenin ne kadar önemli olduğunu size hangi kelimelerle anlatsam bilmiyorum, ama eski dengelere bakarsanız, bunun önemi çok açık ortaya çıkacaktır. Bugün dahi Güneydoğu’da verilen mücadelede bu nation building’de kendilerini mağdur sayanların, özellikle tehcir sebebiyle mağdur sayanların katkısını reddedemeyiz. O halde [Türkiye’nin] gerçekten çağdaş, medeni ve aydınlanmış insanların ülkesi olabilmesinde Cumhuriyet’in başlangıcındaki prensipler çok önemliydi.” [11] açıklamasını tamamlamaktaydı.

Devlette devamlılık esastı ve ulus-devlette esas olan, ırksal soydaşlık algısıydı.

Kaynakça
  1. “Belgeleri bizzat okudum, soykırım yok.” CafeSiyaset. 8 Aralık 2009. http://www.cafesiyaset.com/haber/20091208/Belgeleri-bizzat-okudum-soykirim-yok.php
  2. Akçam, Taner. 1915 Efsaneler ve Gerçekler. Radikal. 25 mayıs 2005. http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=2251&tarih=29/05/2003&ek_tarihi=25/05/2003
  3. Erdoğan'a göre Darfur'da soykırım yok! CNNTürk. 9 Kasım 2009. http://www.cnnturk.com/2009/turkiye/11/08/erdogana.gore.darfurda.soykirim.yok/550901.0/index.html
  4. Freedman, Seth. Erdogan's blind faith in Muslims. The Guardian. 11 Kasım 2009. http://www.guardian.co.uk/commentisfree/2009/nov/11/erdogan-muslims-turkish-sudan-gaza
  5. Altan, Ahmet. Gazze’den Darfur’a yol gider... Taraf. 7 Mart 2009. http://www.taraf.com.tr/makale/4363.htm
  6. Oğur, Yıldıray. Sayın Erdoğan, bizden yaşlısın. Taraf. 9 Mart 2009. http://www.taraf.com.tr/makale/4399.htm
  7. İsrail ‘Ermeni soykırımını’ artık tanımalı. Milliyet. 15 Şubat 2009. http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1059907
  8. Gannon, Sean. Genocide by any International Standard. The Jerusalem Post. 13 Şubat 2009. http://www.keghart.com/node/288
  9. Erdoğan: Soykırım seviyesinde bir vahşet. Yeni Şafak. 10 Temmuz 2009. http://yenisafak.com.tr/Politika/?i=197716
  10. Turkey attacks China “genocide” BBC News. 10 Temmuz 2009. http://news.bbc.co.uk/2/hi/8145451.stm
  11. Rum ve Ermeniler kalsa MİLLİ devlet olamazdık. Kanal A Haber. 11 Kasım 2008. http://www.kanalahaber.com/news_detail.php?id=22430

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder